İlk 10 yıl euro için yükseliş devri oldu. Hem Euro Bölgesi’ndeki güçlü iktisadın desteklemesi hem de ABD’nin zayıf dolar siyaseti euro’yu 2008 yazında 1.50 doların üzerine taşıdı. Doruğun çabucak altındaki güçlü seyrini yaklaşık altı yıl sürdüren euro, birinci keskin düşüşünü 2014 yazından 2015 baharına kadar geçen müddette gördü. Bu düşüş trendi, euro’nun 1.04 dolara inmesiyle yerini 1.05-1.25 ortasında dalgalanan yedi yıllık sürece bıraktı.
Faiz ve gaz
Euro’nun kaybındaki ivme ise son günlerde arttı. Dün, gün içinde 1 euro’nun pahası 1 dolara kadar düştü. Daha sonra reaksiyonla toparlanan parite gün içinde 1-1.0069 bandında seyretti.
Paritedeki bu gelişmelerde iki etken rol oynuyor. Bunlardan biri Euro Bölgesi’nde yükselen resesyon tasalarına Rusya’nın Avrupa’ya verdiği gazı kesmesi derdinin eklenmesi. Son olarak Rus Gazprom, Kuzey Akım 1 sınırında 10 günlük bakıma başladığı gerekçesiyle gazı kesmişti. Avrupa’da bakım sona erse de bu çizginin bir daha açılmayacağına yönelik tedirginlik var.
Pariteyi düşüren ikinci etken de ABD Merkez Bankası Fed’in güçlü faiz artırımlarına devam edeceği beklentisi. Bu beklentileri destekleyen bir demeç dün Atlanta Fed Lideri Raphael Bostic’ten geldi. Bostic, ABD iktisadının bir jumbo faiz artışını daha kaldırabileceğini belirterek, 75 baz puanlık bir faiz artışını destekleyeceğini söyledi. Yatırımcıların pandemi ve savaş gölgesindeki global iktisatta ‘faiz veren’ doları inançlı liman olarak gördüğü belirtiliyor.
Öte yandan resesyon tasaları petrol fiyatlarını da düşürüyor. Brent petrolün varili dün, evvelki güne nazaran yüzde 6’yı aşkın düşüşle 100 sonuna dolara indi.