Savunma sanayiinde ‘ambargo’ dendiğinde akla füzeler, motorlar ya da benzeri gelişmiş sistemler geliyor. Aslında Türkiye’nin bilhassa 2016’dan bu yana maruz kaldığı örtülü ya da direkt ambargolar çok daha geniş bir alanı kapsıyor.
Bu alanlardan biri de mühimmat üretim çizgileri. Bu çizgiler elinizde olmadığında büsbütün dışarı bağımlı kalıyorsunuz. Günün sonunda silahınız, helikopteriniz ya da öteki bir gücünüz olsa da şayet mühimmatınız yoksa hiçbiri mana söz etmiyor.
Birleşik Arap Emirlikleri’nde devam eden IDEX 2025 fuarında yer alan Yılmaz Savunma Sanayii (YSS) Genel Müdür Yardımcısı Sinan Yılmaz, ülkemizin mühimmat üretim çizgisinde ulaştığı noktayı ve sürecin ihracat boyutunu ayrıntılarıyla anlattı.
“AMBARGOLAR BAŞLAYINCA KOLLARI SIVADIK”
Firmalarının uzun yıllardır metal şekillendirme bölümünde yer aldığını belirten YSS Genel Müdür Yardımcısı Sinan Yılmaz, bilhassa 2016’da Türkiye’nin karşılaştığı çeşitli ambargolar nedeniyle bu işe başladıklarını anlattı.
Sahip oldukları bilgi birikimini kısa müddette ulusal mühimmat makinalarının üretimi için kullandıklarını tabir eden Yılmaz, kabiliyetli ve gelişmiş sistemlere süratli bir halde imza attıklarını söyledi.
O periyotta bilhassa mühimmat üretim sınırlarında Batı ülkelerinin adeta bir inhisarı olduğunu anımsatan Yılmaz, “Biz bu inhisarı kırmakla kalmadık. Kısa müddette en az onlar kadar nitelikli sınırlar kurduk. Polisimizin, askerimizin, birtakım helikopterlerimizin mühimmatlarının üretiminde ambargolar nedeniyle meseleler başlamıştı. Kendi sınırımızda üretmeye başladığımız da bu can sıkıcı durum da ortadan kalktı.” dedi.
“DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDAN TALEP GÖRÜYORUZ”
Halihazırda 9 mm’den 20 mm’ye kadar olan hafif silah mühimmatlarını üretebildikleri bilgisini paylaşan Sinan Yılmaz, şöyle devam etti:
“Çok yakında daha da büyüyeceğiz. Amacımız 25 mm ve üzeri kalibrelerdeki mühimmatlar için de üretim çizgilerini kurabilmek. Biz içeride bu başarılara imza atınca aslında yurt dışından da ismimiz daha sık duyulmaya başladı.
Kurduğumuz sınırların ne kadar gelişmiş olduğunu gören ülkeler artık bu sistemi bizden talep etmeye başladı. Daha net bir tabirle Türkiye yalnızca ambargoyu boşa çıkarmakla kalmadı, öteki ülkelere de bu üretim sınırlarını kurabilecek noktaya ulaştı.
Rusya-Ukrayna savaşı mühimmatsa bakış açısını da kökünden değiştirdi. Ülkeler, bu çeşit teknolojilere ve üretim kabiliyetlerine artık kendileri sahip olmak istiyor. Bu da mühimmat üretim çizgisini son derece stratejik bir pozisyona yükseltiyor. Yılmaz Savunma Sanayii olarak ülkemize bu kadar kritik bir kabiliyet kazandırdığımız için memnunuz. Gelecek periyotlarda farklı ülkelere bu üretim sınırlarını kurmaya devam edeceğiz.”