Süper Lig’de 5. haftanın kapanış maçında Galatasaray kendi alanında Gaziantep FK’yı konuk etti. Konut sahibi kadro büyük çekişmeye sahne olan ve vakit zaman gergin geçen müsabakayı 2-1 kazandı. Sarı-kırmızılı ekipte 45. dakikada Abdülkerim Bardakcı ikinci sarıdan kırmızı kartla oyun dışında kaldı. Konut sahibi kadrosu bu dönem konutunda birinci galibiyete götüren golleri Gomis ve Kitsiou (k.k.) attı. Konuk ekibin tek sayısı Sagal’dan geldi.
Spor müellifleri şiddetli karşılaşmayı kıymetlendirdi. İşte Şansal Büyüka’nın ‘G.Saray ihaneti önledi’ başlığıyla kaleme aldığı yazı…
“Elin ya da dirseğin rakibin yüzüyle buluşmasını “elimize – yüzümüze“ bulaştırdık… Abdülkadir ‘in ikinci sarıdan gördüğü kırmızı kart durumuna, birden fazla ülkede faul bile çalınmaz…Abdülkadir ‘in Figueiredo’nun yüzüne dirseği yok , darbesi yok, şiddeti yok… Tamam, elinin rakibinin yüzü ile buluşması var fakat burada şiddet yok, darbe yok, kasıt yok… Elbette futbolda herkesin bir görüşü var… Bana nazaran kırmızı yanlış…Madem hakemle başladık, aslında başlamayız fakat devam edelim… Kerem‘in birinci yarının son dakikalarında Ertuğrul’un bileğinin üstüne bir tabanı var… En azından sarı… Sonrasında Kerem düştü mü, düşürüldü mü, penaltı mı, değil mi, tartışılır…Konu Kerem‘se buradan yazmaya devam edelim…
‘KEREM ALDIĞI TOPLARIN BİRÇOKLARINI KAPTIRDI’
Kerem aldığı topların birçoklarını ya rakibe kaptırdı ya pas yanılgısı yaptı… Baktım tribünlerde ufak çaplı homurdanmalar…Böyle bir iklim oluştuysa ya da oluşuyorsa, Kerem‘in risk almadan son derece kolay oyuna dönmesi, bir- iki golle ve birkaç güzel maçla buluşması lazım… Hiç vakit yitirmeden…Gomis, ilerleyen yaşına karşın, Seferovic’e oranla çok daha canlı, süratli ve iyi… Attığı gol, bir talih golü olabilir lakin her konumun içinde olması bir golcü için son derece değerli bir özellik… Penaltıyı kaçırmış olsa bile…Üstelik Gomis‘in güzel olması, Seferovic’e “papucun pahalı“ olduğunu hissettirmiş olmalı ki, sonradan girdiği oyunda çok tesirli oldu, bir eksik oynayan ve kazanmayı çok hak eden Galatasaray’ı galibiyete taşıyan golü attı…Galatasaray, bir eksik başladığı ikinci yarıda Gaziantep’i adeta ezdi… Oliviera‘nın füzesi üst direkte patladı, Gomis penaltıyı kaçırdı…
‘ÜÇ ADIMDAN TOPU KALECİ GÜNAY’IN ÜSTÜNE VURDU’
Seferovic üç adımdan kafayı kaleci Günay’ın üstüne vurdu… Günay’ın hakkını teslim edelim… Penaltıyı çıkardı, Oliviera‘nın tam köşeye giden şutunu kornere attı… Yoksa oyun son dakikaya kalmaz, çoktan kopardı…Şaşırdığım Mertens oldu… Penaltıyı aldı lakin maç uzunluğu en ufak faydası olmadı… Esasen penaltıyı almasına gerek yok, o pozisyonda penaltıyı yapan bu ligin en “sakar“ stoperi Ertuğrul’du …Torreira hala fark yaratmış değil… Bu kadar mesleği gerine takıp geliyorsan, fark yaratacaksın, oyuna yükünü koyacaksın , “sıradan“ futbolcuların ortasına katılmayacaksın… Bu türlü devam edeceksen Berkan‘dan ne farkın kaldı…Gaziantep grubu koca bir ikinci yarıyı bir fazla oynamasına karşın, bunu bir dakika bile farkettiremedi… Daima savunmada kaldı, telaş yaptı, topu tutamadı, iki pas yapamadı , “bir puanı“ kar saydı lakin o hesabı da tutmadı…Galibiyet Galatasaray’ın hakkıydı… Gaziantep bir puanı alsa, inanın futbola ihanet olurdu … Hamlesi hiç düşünmediler, daima savunmada kaldılar, bir puanın yarısını bile hak etmediler…”
‘TÜRK FUTBOLU’NA YAZIK OLURDU’
Bu Gaziantep grubu Harika Lig’de “yenilmeden” yoluna devam ediyor(du)… Düşünün Muhteşem Lig’in halini… Düşünün bu ligin kalitesini, pardon kalitesizliğini…Tam bu yazıya noktayı koymuştum, son dakika golü geldi…Yazıyı hiç değiştirmiyorum… Tek sözünü değiştirmiyorum… Futbolun adaleti yerini buldu… Gaziantep bu futboluyla, bu ilkel anlayışıyla puan alsa Galatasaray’a yazık olurdu, Muhteşem Lig’e yazık olurdu, Türk futboluna yazık olurdu… Ohh olsun… Hak eden kazansın, ilkel futbol kazanmasın… Galatasaray bu galibiyetle “futbola ihaneti“ önledi…
GALATASARAY SÖKE SÖKE KAZANDI – OSMAN ŞENHER (MİLLİYET)
“Kendi alanında Gaziantep’i yenmek için teknik grup, futbolcular her şeyini ortaya koydu. Galatasaray’da bir şanssızlık var. Gaziantep yeterli bir kadro, kabul ediyorum. Hiç itirazım yok. Lakin bu kadar da şanssızlık görmedim. İki topun direkten dönüyor. Penaltı kaçırıyorsun. Kaleci Günay’ın da kurtardığı en az yüzde yüz 5 konum var.
44. dakika futbol alanlarımızda birinci sefer gördüğümüz bir oyuncu atılma yaşandı. Yaşar Kemal Uğurlu yahut öbür hakemler Abdülkadir’in ikinci sarı karttan kırmızı gördüğü konumda hiç bir oyuncu attılar mı? Madem Abdülkadir’i atıyorsun, öyleyse her maç bütün gruplardan iki-üç futbolcunun atılması lazım. Haydi bunu da geçtim, Yunus’un hızına tekme geliyor. Bu en azından sarı kart değil mi? Bana hiç hiç kimse “hakem yanılgı yapabilir” demesin… Yaşar Kemal Uğurlu adaletli düdük çalamıyor. Lakin gelecek hafta görürsünüz; MHK en değerli maça Yaşar Kemal Uğurlu’yu tayin eder.
‘OKAN BURUK’A HELAL OLSUN’
Her neyse kıymetli değil… Okan Buruk’un talebeleri bir devre 10 kişi de oynasalar hürmet duyulacak bir futbol ortaya koydular. Boey, Nelsson, Emin Bayram, Torreira, Yunus, Oliveira ve Mertens iki kişilik uğraş ettiler. Alanda 10 kişi oynadıklarını hissettirmediler. Okan Buruk’a helal olsun. Grubunu çok düzgün hazırlamış. Bir defa kondisyon olarak çıtayı bayağı yükseltmiş. Gaziantep üzere şimdiye kadar yenilmemiş bir ekip karşısında bu kadar çok gol konumuna girmek sahiden çok sıkıntı bir şey… Okan Buruk’u ve futbolcuları ne kadar kötüleseler de Galatasaray adım adım geliyor.
‘EMİN BAYRAM SIFIR KUSUR İLE ŞAHANE OYNADI’
Dün gecenin en büyük artısı harika taraftardı. Ekipleri 10 bireyle üç puanı alınca herkesin keyfi, inancı tepe yaptı. İkinci artı Abdülkerim’in yerine giren Emin Bayram’ın sıfır kusur ile mükemmel futbol oynamasıydı. Galatasaray uygun bir stoper kazandı. Yunus çok çalıştı lakin temposunun biraz daha artması lazım. Son atılımlarında güçsüz kalıyor. Kerem ise bir türlü çizgisini üste çıkartamıyor. Birinci yarı grubunun en çok top kaybeden futbolcusuydu. Kerem kendine öz tenkit yapmalı. “Ben yıldız oldum” havalarına girerse çok çabuk unutulur masraf.
Sonuçta Gaziantep’i de alkışlamak lazım. Onlar da G.Saray üzere inanılmaz çaba ettiler. Futbolda yenersin, yenilirsin fakat kazanmak için ortaya bütün gücünü koyarsın. Erol Bulut’un talebeleri de bunu yapıyor. G.Saray kendilerinden daha düzgündü. Taraftarıyla bütünleşti. Galibiyeti hak eden taraftı.