Malatya’da AKP’li Yeşilyurt Belediyesi ile bir dernek ortasındaki protokol kapsamında hizmet pasaportu düzenlenerek yurt dışına giden 45 bireyden 43’ünün geri dönmediği ortaya çıkmıştı. ‘Gri pasaportla insan kaçakçılığı” olayında tutuklu olan Ersin Kilit’in avukatı Emircan Eren, müvekkili Ersin Kilit’in, “Şimdi herkes çıktı cezaevinden, bu bahiste da günah keçisi ben ilan edildim. Türkiye’de bir gri pasaportla operasyon var. Lakin gri pasaportu çıkartan, yapan, bunlar hakkında dernek kuran, derneklerle bir arada belediyeye götüren hiç kimse tutuklu değil. Lakin ben tutukluyum. Ben bunu kaldıramıyorum” dediğini söyledi.
Malatya’nın AKP’li Yeşilyurt Belediyesi, Eylül 2020’de ‘Çevreye Hassas Bireyler Yetiştirmek Projesi’ için 45 kişiyi yurt dışına göndermiş, lakin gidenlerden yalnızca 2 kişi geri dönmüştü. Olayın ortaya çıkmasının ardından İçişleri Bakanlığı soruşturma başlatmıştı. Gri pasaport skandalı soruşturmasında eski Yeşilyurt Belediye Lider Yardımcısı Bekir Karakuş, Bingöl’ün Servi beldesinin eski Belediye Lideri Ali Ayrancı ile Almanya’daki organizatör Ersin Kilit “Göçmen Kaçakçılığı” suçlamasıyla 22 Haziran’da tutuklanmıştı. Yeşilyurt eski Belediye Lider Yardımcısı Bekir Karakuş yapılan itiraz üzerine, daha sonra isimli denetim kaidesiyle tahliye edilmişti. İki gün evvel ise olayda ismi geçen Ali Ayrancı’da tahliye edildi. “
KİLİT, ALMAN MAHKEMESİNDE BERAAT ETMİŞ
Türkiye’den Almanya’ya gri pasaportla insan kaçırılmasında kıymetli rol oynadığı ileri sürülen ve davada tek tutuklu olan Ersin Kilit’in avukatı Emirhan Eren, Kilit’in tutuklanması süreciyle ilgili şunları söyledi:
“Şubat ayında, Ersin beyefendi beni Almanya’dan aradı. ‘Konsolosluklarda, benim hakkımda bir arama kararı, yakalama kararım çıkmış. Bu yakalama kararı ile ilgili, ilgili savcılıklarla görüşün. Ben Türk adaletinden kaçmıyorum. Aslında Alman mahkemelerinde beraat ettim. Alman mahkemelerinde berat ettiysem, bu kararın Türk mahkemelerinde tanınmasını, ilgili yerlerde de gelip sözüm alınması gerekiyorsa da gelip Türkiye’de teslim olmak istiyorum’ dedi. İlgili savcılık ile görüştük. Anayasal Hatalar ünitesinden bir savcıyla görüştük. Dedik ki, ‘Biz Türkiye adaletinden kaçmıyoruz. Bizi şayet çağıracaksanız hakkımızda bir yakalama kararı çıkarmanıza gerek yok. Biz Türkiye’ye gelelim, huzurunuzda tabir verelim’ dedik. Savcılık da üzerimizdeki yakalama kararını kaldırarak ‘buyurun gelin’ dedi. Bizim Türkiye’ye girişimiz Haziran ayı başındaydı. Biz savcılığa ‘Türkiye’ye geldik’ dedik. Savcılık ise ‘ne kadar Türkiye’de kalacaksınız’ diye sordu. Yaklaşık bir kalacağımızı söyledik. 21 Haziran da bizi arayarak tabire çağırdılar. Müvekkilimle tabire gittik. Öncesinde Alman mahkemesi kararının bir nüshasını vermiştik. Savcı, ‘emniyete gidin söz verin’ dedi. Emniyete tabir vermeye gittik orada tutuklamayı gerçekleştirdiler”
“HERKES CEZAEVİNDEN ÇIKTI, GÜNAH KEÇİSİ BİR BEN İLAN EDİLDİM”
Gri pasaport soruşturmasında kimler hakkında soruşturma müsaadesi verilmediğini belirten Buyruk, “Bu olaydan sonra müvekkilimin anlamlandırmadığı süreç şu, bu süreç ve aksiyonlarla bir bütünlük içerisinde olan, valilikteki tüm kimseler hakkında soruşturma müsaadesi verilmedi. Valilikten kimse soruşturulmuyor, kimse tutuklu değil. Belediye de kimse tutuklu değil. Bir eski belediye lider yardımcısını tutukladılar. O da bir hafta tutuklu kaldı ve hür bırakıldı. Ardından içeriden haber geldi. İşte ‘Ersin sen sessiz kal, biz bir biçimde seni çıkartacağız, kısa bir süreç hepimiz çıkacağız. Kâfi ki birbirinizi ele vermeyin’ demişler. Müvekkilim de, ‘ben aslında hatasızım, Alman mahkemelerinde de berat ettim’ diyor. ‘Şimdi herkes çıktı cezaevinden, bu hususta da günah keçisi ben ilan edildim. Türkiye’de bir gri pasaportla operasyon var. Fakat gri pasaportu çıkartan, yapan, bunlar hakkında dernek kuran, derneklerle bir arada belediyeye götüren hiç kimse tutuklu değil. Lakin ben tutukluyum. Ben bunu kaldıramıyorum’ dedi” diye kaydetti.
“AKP’YLE İRTİBATLI OLAN HERKES TAHLİYE EDİLDİ”
Müvekkili Ersin Kilit’in yurtdışına insan götürme işinde kilit bir rolde olmadığının belirten Buyruk, şu sözleri kullandı:
“Yeşilyurt Belediyesi bin yüz değil iki cins kaldırıyor. Bir hafta içerisinde. Birinci tıptaki imza müvekkilime ilişkin. Müvekkilimde bunu kabul ediyor aslında. Savcılık tabirinde de kabul etti. Ancak ikinci küme müvekkilime ilişkin değil. İkinci 50 kişilik küme, Almanya’ya davet edilen şahısların ne imza bizim ne de kaşe bizim. Demek ki Yeşilyurt Belediyesi yalnızca Ersin Kilit üzerinden değil, birçok kişinin üzerinden bu ticareti yapıyor. Biz bu hususta savcılığa da bir kaç kere yazı yazdık. Fakat işin enteresan tarafı AKP’yle ilişkili olan herkes tahliye edildi. Bir tek tarafı olmayan bir iş adamı tutuklu kaldı içeride. Müvekkilim 22 Haziran’dan beri tutuklu. Yeşilyurt Belediyesinden iki tane belediye lider yardımcısı ve üç tane meclis üyesi birinci davetli. Birinci davetten bir hafta öncesinde, bunlar Ersin beyefendisi ziyarete geliyor. Bunlar işin ne olduğunu nasıl geldiklerini başka 48 kişilik kafileden, 48+5 53 kişilik kafile. Fakat bu 5 kişilik meclis üyeleri ve lider yardımcıları bu kafileden üç gün evvel geliyorlar. Ersin beyefendi tarafından gezdiriliyorlar. Ondan sonra bu 5 kişi geri gidiyor. Ve geri gelen bu 48 kişi ile çabucak gerimizden gelecek derken, bu 48 kişi Almanya’ya iner inmez çil yavrusu üzere dağılıyorlar. Müvekkilimin görme ihtimali bile kalmıyor. Müvekkilimin Almanya’da yargılanmaya tabi tutulmasındaki tek nokta şu oldu. ‘Sen bu 48 kişiyi indirdin ülkemize. Sen bunları niçin gönderdin ve niçin sahip çıkmadın’ diye temel yargılama bundan başlıyor. Alman mahkemesi diyor ki, ‘Bu kişi Türkiye’de rastgele bir idari takıma sahip olmadığından, pasaport tanzim etme ihtimali olmadığından, insan kaçakçılığı hatasından beratine’ fakat getirdiği insanların hakim olmaması ve hayatını tehlikeye atması nedeniyle idari para cezası verilmesine hükmediliyor”
“DEVLET VE BELEDİYE DE HİÇ Mİ BİR SORUMLU YOK?“
Yeşilyurt Belediye Lideri AKP’li Mehmet Çınar’ın iki gün öncesinde şahit olarak sözü alındığı bilgisini veren Buyruk, “Şimdi şahit olması çok enteresan. Zira savcılıkta bu pozisyonu tartışıyoruz. Lakin bir yere de varamıyoruz. Belgede bir zımnilik kararı var. Zımnilik kararından da öte şunu söylüyor savcı, ‘Göçmen kaçakçılığı soruşturması Bakanlığı’n soruşturma müsaadesine tabi olan bir kabahat kavramı değil, bir anayasal cürüm. Ben bir anayasal hatada bana soruşturma müsaadesi verilip verilmemesine bakmaksızın ben soruşturmamı yaparım avukat beyler’ diyor. Yani bizim her türlü yetkimiz var gerekirse tutuklarım diyor. Anayasal hatadaki bir mevzuyu Danıştay’ın soruşturma müsaadesine bağlı olmaksızın yargılarım diyor. Bizim anlamlandıramadığımız mevzu burada patlak veriyor. Madem soruşturma müsaadesini beklemeksizin tabire çağırdı sayın savcımız, bu bireylerle alakalı devlette ve belediye de hiç mi bir sorumlu yok? Almanya’dan gelip belediye meclisinde meclis üyeleri yerine imzaları Ersin Beyefendi mi attı? Nüfustan bu şahısların rastgele bir şeyi yoktur diye Ersin Beyefendi mi çıkarttı? Bu evrakları getirdi. Yahut bir dernek kurulmuş dernekten para temin edildiği tez ediliyor. Para toplanmış. Bu dernekteki paraları Ersin Beyefendi mi topladı? Bizim anlamlandıramadığımız iş bu. Tamam, müvekkilimiz tahminen hatasız tahminen hatalı. Buna da adalet karar verecek” tabirlerini kullandı.