Bozulan cep telefonlarının daha uygun fiyata tamir edilmesini sağlamak isteyen şirketler, kullanıcıların kendi cihazlarını kendileri tamir etmelerini sağlayan onarım programları başlattıklarını duyurdu. Akıllı cihazlar konusunda dünyanın lider markalarından biri olan Apple geçtiğimiz yıl, kullanıcıların Apple tarafından sağlanan orijinal parçalar ve aletleri satın alarak kendi cihazlarını tamir etmelerini sağlayan Self-Service Repair adı verilen bir uygulama başlatmıştı.
Apple’ın bu hamlesinin ardından bir diğer teknoloji devi Samsung’da iFixit ile iş birliği yaparak kullanıcıların telefonlarını kendileri tamir etmelerini sağlayan bir program hayata geçirdi. Galaxy S20, S21 ve Tab S7 Plus sahiplerinin cihazları için yedek parça satın almalarına ve kendin yap tamiratının nasıl yapılacağını anlatan kılavuzların dahil olduğu programın hem kullanıcılara kolaylık sağlaması hem de sürdürülebilirlik hareketini desteklemesi bekleniyor.
Samsung, ileride daha fazla cihaz için bu hizmeti vermek istiyor
İlk olarak mart ayında tanıtılan programda en yeni çıkmış cihazların parçaları piyasaya sürülmediği için yalnızca Samsung’un bazı modelleri için parça ve onarım imkanı sunuluyor. Şirket, hizmet kapsamının daha da artırılmasını, cihazları ve onarım türlerini genişletmeyi planlıyor.
Şimdilik ekran, arka cam ve şarj portu değişimleri için sunulan parçalar ve araçlar iFixit üzerinden ve Samsung satış ve servis noktalarından satın alınabiliyor. Ayrıca kullanıcılar ekran değiştirme kiti satın aldıklarında, eski parçaları geri dönüşüm için ücretsiz şekilde gönderebilecekler.
Bu uygulamanın fiyatları ise şöyle olacak:
Listede yer alan diğer modellerin tamir ve parça fiyatları ise 60 dolardan (1076 TL) başlıyor ve 232 dolara (4163 TL) kadar çıkıyor. Türkiye’de uygulamanın hayata geçip geçmeyeceği ve ülkemize gelirse fiyatların ne olacağı ise henüz belli değil. Birçok telefonda olduğu gibi Samsung’un bazı modellerini sökmek de zordur. Kullanıcıların düzgün şekilde onarım yapamaması cihazlarında daha büyük zararlara neden olabilir. Samsung’un bu konuda gönderdiği kılavuzların ne kadar işe yarayacağı oldukça merak ediliyor.
Şu an yalnızca Amerika’da kullanıma sunulan bu uygulamanın Avrupa’da ve Türkiye’de kullanıma sunulup sunulmayacağı hakkında herhangi bir açıklama yapılmadı.